Avşarların âdet, gelenek, inanış ve düşüncelerine göre şekillenen bu halk kültürü dalı oldukça karışık ve kompleksli bir yapıya sahiptir. Çünkü her hastalığın değişik tedavi yöntemleri olduğu gibi uygulamalar oldukça fazladır. Bu tedavi yöntem ve teşhislerinin çoğu batıl inanış ve düşünce kaynaklıdır ve ona göre şekillenmiştir. Bunlar oldukça yoğunluktadır. Bununla birlikte bu tedavi yöntem ve teşhislerden tıbbın bile yararlandığı görülmektedir. Bu tedavi yöntem ve teşhislerinin mantıklı açıklamaları Avşarlar için pekte önemli değildir. Çoğu uygulamalar babadan dededen kalmadır.
Çok yakın zamana kadar Avşarların yaşadıkları yerlerdeki ulaşım zorluğu, sağlık kuruluşları ve elemanlarının az oluşu halkı kendi derdinin dermanını aramaya yöneltmiştir. Çevredeki imkanlardan faydalanılarak gerçekleştirilen tedavi yöntemleridir. Bunların temelinde batıl inançlar ve büyüsel düşünce yatmakla birlikte akla yatkın tedaviler de oldukça fazladır. Bu tedavi yöntemlerinden bazıları şunlardır;
Ihlamur: Çay olarak içildiğinde soğu algınlığına iyi gelir.
Dağ Çayı: İçildiğinde göğsü yumuşatır. Nefes almayı kolaylaştırır.
Kuşburnu: Basura(Hemoroid), mayasıra iyi gelir. Çay olarak içildiğinde vücudun direncini artırır. Nezleyi iyileştirir.
Süzme Yoğurt Suyu: İçildiğinde böbrek taşlarını parçalayarak sürülmesini kolaylaştırır. Safra kesesi rahatsızlığına faydalı olur.
Pekmez: Nefes açar, vücuda dinç ve direnç verir.
Papatya(Yoğurt Çiçeği): Üst solunum yollarını, sindirim sistemini yumuşatır. Saçları yumuşatır ve parlatır.
Isırgan Otu: Romatizma ve kalp hastalıklarına iyi gelir.
Zift Yaptırma(Cibar Yapma): Bel, kol ve benzeri adele incinmesinde başvurulur. Zift, ezilmiş kuru üzüm, balmumu ve zeytin yağı gibi maddelerin birleştirilmesinden yapılır. Isıtılarak incinen ve ağrıyan bölgeye sarılır.
Bel, Kol, Bacak Çekme: Sınıkçı denilen kimselerin bel, kol, bacak, parmak, boyun ve eklemlerde meydana gelen sapmaların yerine getirilmesi için yaptığı tedavi şeklidir.Sapma ve çıkma görülen bölge önce sabunla iyice oğuşturulur. Aniden çekilerek eski yerine getirilir.
Kopya Kalem Boyası: Ekzama, termeği bölgesine tükürülerek sabit kalem boyası çıkıncaya kadar sürülür. Boya bu tür rahatsızlıkları iyileştirir.
Bıçak Atma: İltihaplı yerdeki pis kanı ve iltihapı gidermek için jilet bıçağı veya ustura ile eli uz olanlarca yapılır.
Şişe Vurma: Daha çok sırt ağrısında alevde ısıtılan şişe sırta vurularak ağrının giderilmesi sağlanır.
Kulunç Kırma: Sırt ağrısında bir nevi mesajla kabartan ve ağlatan damarlar yumuşatılarak yerine getirilir. Bu işlem yapılırken ses çıkmasından dolayı, kulunç kırma denir.
Kırık Sarma: Kırıklar için una yumurta sarısı, balmumu vb. karıştırılarak lapa haline getirilir. Bir bez ile yaraya sarılır. Daha sonra keçe, yün, kaneviçe gibi şeylerle kaplanarak hazırlamış özel ağaçlarla kırık sarılır.
İltihap Giderme: İltihaplı bölgeye közde pişirilmiş soğan veya lokum sarılır.
Buz: Apandisit yerine buz, kar veya soğuk taş konur.
Kiremit, Tuğla: Özellikle karın bölgesindeki sancıların ve mide ağrımasına karşı ağrıyan bölgeye sıcak tuğla veya kiremit konur.
Tütsü Koklatma: Sinirsel rahatsızlıktan dolayı bayılan kimseye yakılan kağıt ya da bezin tütünü koklatılarak ayılması sağlanır.
Buğu Tutma(Tere Yatırma): Bulantısı olan, sürekli başı ağrıyan, boğazı tıkanan, adeleleri sertleşen, kimselere sıcak acılı şeyler yedirilerek yatırılır. Üstü kalınca örtülerek terlemesi sağlanır. Veya genişçe bir kaba konmuş buharı yükselen kaynar suya hastanın eğilmesi sağlanır. Buharın dağılmaması için hasta üzerine yorgan veya battaniye gibi örtüler atılarak hastanın tedavisi sağlanır.
Konursu Basma: Yakılan bez veya kağıt parçasının dağılmamış külüne konursu denir. Kanamayı durdurmak için kanayan yere bu kül basılır.
Göbek Çekme: Göbeği düşen kişinin göbeği, bu işi bilen biri tarafından uygun bir şekilde masaj yapılarak yerine getirilir.
Kurbağacık Kesme: Fiziki olarak gelişemeyen çocukların boğazında bulunan ve kurbağacık denilen küçük et parçasının kesilerek tedavi edilmesidir.
Avsın(Efsun): Ruhsal sıkıntısı olan bir kimseye, nazar değdiği inanılan çocuklara salih ve saliha kişilerce felak, nas, ihlas, Ayetel Kürsü, diğer şifa ayet ve dualarının belli bir kurala göre okunarak, hastaya üflenmesidir.
Ocağa Gitme: Elinden şifa umulan daha önce bu yönde çok tedavisi bilinen kimselere veya, silsile yoluyla onu takip edenlere ve bunların hastaları kabul ettikleri yere ocak denir.Hasta buraya gelir ve burada Allah rızası için dua eder, adak adar, namaz kılar ve ocaktan kendisine yapılacak tavsiyeleri dinler, verilecek eşyayı itina ile saklamak üzere alır. Bu safhadan sonra rahatsızlığın gideceği ümidini muhafaza eder. Ocaklara daha çok felçliler ve ruhsal rahatsızlığı bulunanlar giderler.
Boğaz Ağrısı: Boğaz ağrılarında yılan pancarı ve gavur pancarı denilen bitki haşlanarak boğaza sarılır.
Göz Kamaşması: Göz önüne kömür veya siyah toz çekilerek korunur.
Baş Ağrısı: Burun kanatılır. Kafadan saç çekilir. Saça kına yakılır. Turp, elma ve patates gibi şeyler dilimlenerek alına bağlanır.
Dabaz(Kurdeşen): Dabaz vücutta görülen kırmızı ve kaşıntılı kabartılardır. Hasta soğuk su ile yıkanır. Hastaya kırmızı giydirilir. Üstüne al yorgan örtülür. Mezardan alınan toprak yaraya sürülür. Vücuduna aşı toprağı(kırmızı) sürülür. Kurumuş eşek pisliğinden de yararlanılarak ilaç yapılır.
Siğil: Siğili olan kişi, bir kurbağa yakalayıp ağaç dalına asar: "sen burada kururken siğilin de benim elimde kurusun" der. Kurbağa kanı ile eli yıkanır. Yakalanılan kurbağa ters çevrilerek üstüne yassı taş konur. Ayrıca bağırsak üzerine siğil adetince düğüm atılıp bir yere asılır ve kurumaya terk edilir. Siğillerin köküne iplik bağlanıp iyice sıkılır. Sıka sıkıya kökünden kopartılır.Siğillerin adetince tuz alınıp ateşe atılır. İğde dalı kopartılır. Siğil sayısı kadar kertik kertilir ve kurumaya bırakılır. İğde dalı kertikle birlikte kururken siğilin de kuruyacağına inanılır.
Sarılık: Hasta "sarılık sabunu" denilen yıllardır saklanmış olan kururmuş ve sararmış vaziyetteki sabunla yıkanır. "Sarı sümbül"adı verilen bitkinin kaynatılıp suyu içirilir.
Yılancık: Hastalık derinin kızarıp şişmesiyle ve ateş, titreme, başağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Avşarlar arasında yılancık hastalığının teşhis ve tedavisinde yaşlı kimselere başvurulur ve genellikle onların yöntemlerinin hastalığa iyi olacağına inanılır. "Yılancık otu" denilen bitki dağdan toplanır. Sıcak suda kaynatılarak hastaya içirilir. Veya bu ot kaynatılarak bulambaç halinde yaraya sarılır. Yaranın üstüne "yılancık taşı" konur. Yaraya tatlı hamur veya ekşi hamur sarılır.
Kabakulak: Sobada veya sıcak su buharında ısıtılmış havlu tutulur. Isıtılmış yassı taş veya kiremit parçası çabut içerisine sarılarak kulak altına konur.Sarı sümbül bulambaç yapılarak kulağa sürülür.
İshal: Ekşi içirilir, tuzlu ayran, pirinç lapası yedirilir. Demli çay içirilir.
Diş Ağrısı: Ağrıyan dişe pamukla esans konur. Tuz ve sarımsak konur. Çürük dişin içerisi ince mille yakılır.
Göz Ağrısı: Göze kırmızı boya çalınır. Kız çocuğu emziren kadının sütü ile boya karıştırılarak göze damlatılır. Elma ezmesi konur.
Yanık: Ağaç çürüğü elekle elenip yanık üzerine ekilir.
Kesik: Akan kanı durdurmak için sigara külü, tütün ve şeker basılır.
Kulak Ağrısı: Kız çocuğu emziren annenin sütü pamuk üzerine akıtılır. Sütle ıslatılmış pamuk kulağa konur.
Zatürre: Avşarlar arasında "saplıcan" da denir. Sıcak su, sıcak tuğla ile terletilir. Hastanın beline şişe vurulur. |
|
 |
|